ZES Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarında %25 Zam Yapıldı!
Devrim Otomobilinin Tasarımcısı Gündüz Sait Güngen Vefat Etti
İstiklal Savaşı gazilerinden Mehmet Adil Güngen’in oğlu Gündüz Sait Güngen, Türkiye’nin otomotiv tarihinde önemli bir yere sahip olan Devrim Otomobili’nin üretiminde yer almıştır. 15 Mayıs 1961 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in direktifiyle, Eskişehir Demiryolu Fabrikası’nda gerçekleştirilen bu projede, Güngen 129 günde üretilen otomobilin kaporta ekibinde aktif bir rol oynamıştır.
24 mühendisin emeğiyle ortaya çıkan Devrim otomobilinin 4 prototipi arasında imzası bulunmaktadır. Güngen, 99 yaşında hayatını kaybetti. Ailesi, yakınları ve birçok kişinin katılımıyla düzenlenen törenle Cebeci Asri Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Gündüz Sait Güngen’in vasiyeti üzerine, cenazesi Türk bayrağıyla örtüldü.
(Türkiye’nin İlk Yerli Otomobili: Devrim Otomobili’nin Hikayesi)
“15 gün gecikmeli ekibe katılmış”
Cenaze işlemleri için Dubai’den gelen otel işletmecisi Lale Güngen Çakmak, babasının en önemli başarılarından birinin Devrim otomobili ekibinde yer alması olduğunu belirtti. Güngen, şunları paylaştı:
1961 yılının Mayıs ayında, Türkiye’nin o dönemki Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, “Herkes uzaya adam gönderiyor, biz de kendi otomobilimizi yapabilecek teknik yeterliliğe sahip miyiz? Bunu araştırın.” şeklinde bir talepte bulunmuş. Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli ise eğitim, teknoloji ve imkanlar açısından bu projeyi Devlet Demiryolları’nda gerçekleştirebileceklerini düşünmüş. Projeye başlamak için 750 bin ya da 900 bin lira gibi bir ödenek belirlenmiş. O dönemde Devlet Demiryolları’nın mimari ofisinde çalışan 6 kişi bulunuyormuş. Babam da o süreçte ODTÜ’de ders verdiği için ve sınav dönemi; başka bir arkadaşının Eskişehir’e gitmesini önermiş. İlk ekip Eskişehir’de çalışmaya başlamış. 15 gün sonra babama “sen de git” denilerek, sınavlarının bitmesiyle 15 gün gecikmeli olarak Eskişehir’deki ekibe katılmış.
“Babam son anda tasarlamış”
Babam Eskişehir’e gittiğinde, ilk giden ekibin yabancı ülkelerin ürettiği araçları incelediklerini görmüş. Ekip, kısıtlı bir süre içerisinde bu aracı tamamlamak için büyük bir çaba harcıyor. Planları, 29 Ekim’de bu otomobilleri hipodromda sergilemekti ve bu amaca ulaşmak için bir araya gelerek çalışıyor.
Bu 4 aylık süre zarfında, ekibin kullandığı yöntem oldukça yaratıcıydı. Arabalar için maketlere uygun negatif kalıplar oluşturulmuş ve bu kalıplar içerisine beton dökülerek, pürüzsüz bir şekilde şekillendirilmiş. Arabanın ismi ise son ana kadar gizli tutulmuş. Ancak 10 Ekim’de aracın adının ‘Devrim’ olduğu duyurulmuş. Babam, arabanın önündeki amblemi ve ‘Devrim’ yazısını son anda tasarlamış ve bu sayede aracın tamamlanmasına katkıda bulunmuş.
Babam, Devrim otomobilinin başarılı bir proje olduğunu her zaman vurgulardı. O dönemde Türkiye savaştan çıkmış ve gelişmeye çalışıyordu. Devrim aracını Eskişehir’de birlikte incelediğimizde, babamın ‘Devlet Demiryolları bir okul gibiydi’ sözleri aklıma geldi. Bir gün bile babamın ‘bugün işe gitmesem’ dediğini duymadım.
Devlet Demiryolları, o dönemde Türkiye’nin ilerici yapısını temsil ediyormuş. Babam, birçok yerde demir yolu hizmet binaları yapmış ve gittikleri yerlerde kalabilecekleri otel olmadığı için ekibe tahsis edilmiş bir tren vagonu varmış, orada kalıyorlarmış. Babam, şimdiki ODTÜ’nün kuruluşunda da yer alarak, iki ayrı dönemde toplam 16 yıl ders vermiş ve birçok öğrenci yetiştirmiş.
“Gündüz ismi İstiklal Savaşı’ndan geliyor”
Dedem İstiklal Savaşı’nda çarpışırken, Bilecik yakınlarında, Gündüz Bey köyünde karşıdaki Yıldız Tepe’yi düşmandan geri almak için uzun süre çarpışmış. Bu sırada ‘oğlum olursa adını Gündüz, kızım olursa adını Yıldız koyacağım’ demiş. İlk babam doğmuş Gündüz, sonra halam doğmuş o da Yıldız` ifadelerini kullandı. Babasının vasiyetinin Türk bayrağına sarılmak olduğunu ve bu vasiyetini gerçekleştirdiklerini belirten Çakmak, `Kendisi işini, ülkesini seven, ilerici, devrimci, bilime inanan, vatansever bir insandı.